- büyütmek
- -i büyümek 的使动态: Gözlerini büyüttü. 他瞪大了眼睛。Babası ile anası bu kızın meraklarını, alışkanlıklarını, düşündüklerini tetkik ede ede büyüttüler. 她的父母了解了这个女孩子的兴趣、习惯和所思所想, 把她抚育成人。Meseleyi büyüttünüz. 你把问题夸大了。
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
Türkçe-Çince Sözlük. 2014.
büyütmek — i 1) Büyük duruma getirmek, genişletmek 2) Yetiştirmek, bakmak Büyüt bu fidanı ey genç / Hazır yeşermişken. B. Necatigil 3) mec. Abartmak, mübalağa etmek Bir ara yine işi büyüttüğüne, hayale kapıldığına hükmetti. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözünde büyütmek — bir kimseyi, olayı veya şeyi abartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
ulğaytmak — büyütmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
izam etmek — büyütmek, abartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bedütmek — büyütmek, II, 300, 301 bey, koca, evli erkek, I, 22, 35, 48, 49, 54, 64, 70, 78, 81, 82, 89,97,103, 168, 178, 182 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
TECHİR — Büyütmek. * Genişletmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
Ozan Güven — Born May 19, 1975 (1975 05 19) (age 36) Nuremberg, Germany Ozan Güven (born 19 May 1975 in Nuremberg[1]) is a Turkish actor. Biography Ozan Güven graduated in Modern Dance from Mimar … Wikipedia
büyültmek — i 1) Bir şeyi büyük duruma getirmek, büyütmek Masayı büyültmek. Odayı büyültmek. 2) Resim, harita vb.nin daha büyük örneğini yapmak Fotoğraf büyültmek. 3) mec. Abartmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büyütme — is. 1) Büyütmek işi 2) Birisi tarafından yetiştirilmiş kimse O, filancanın büyütmesidir. 3) gök b. Uzakta duran cisimlere dürbün vb. bir araçla bakıldığında cismi gören açının çıplak gözle bakıldığı zamanki açıya oranı … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kurmak — i, ar 1) Bir şeyi oluşturan parçaları birleştirerek bütün durumuna getirmek, monte etmek Geniş çöl ufukları arasında çadırlarımızı kurduk. F. R. Atay 2) Hazırlamak Kurduğu sofraya, yaptığı salataya git de bak. R. H. Karay 3) Yaylı, zemberekli… … Çağatay Osmanlı Sözlük